Şikayet Etmek mi, Çözüm Aramak mı?
- haddizatında dergi
- 4 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
Eski zamanlarda bir kral, saraya giden yolun üzerine büyük bir taş parçası koydurmuş. Kendisi de pencereye oturmuş. Sabahtan öğlene kadar ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmiş, hepsi o taş parçasının etrafından dolaşıp saraya girmiş. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirmiş."Halkından bu kadar vergi alıyor, yolları temiz tutamıyor" diye.
Sonunda saraya meyve ve sebze getiren bir köylü çıkagelmiş. Taşı görür görmez sırtındaki küfeyi yere indirmiş, hemen iki eli ile taşa sarılmış ve olanca gücüyle o taş parçasını itmeye başlamış. Sonunda kan ter içinde kalmış ama taşı da yolun kenarına çekmeyi başarmış. Küfesini yeniden sırtına almak üzereyken taşın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş. Açmış keseyi. Kese altın dolu. Bir de kralın notu var içinde.
"Bu altınlar taşı yoldan çeken kişiye aittir. " yazıyormuş.
Köylü aslında bu davranışıyla bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders veriyor bize .
"Her engel, yaşam koşullarımızı daha da iyileştirecek bir fırsattır."
Evet fırsattır ama hayatımızdaki engellerin fırsata dönüşmesi için şikayet etmek yerine o köylünün yaptığı gibi adım atmamız, üstümüze düşeni yapmamız gerekir. Özellikle günümüzde şikayet etme huyu hastalık derecesine gelmiş durumda. Örneğin, çocuğumda güzel olmayan bir alışkanlık görüyorum. Hemen başlıyorum şikayete: "Komşunun çocuklarından öğreniyor bu huyları, okullarda niçin bu konuyla alakalı bilgilendirme yapılmıyor? Hep eşimin yüzünden bu çocuk böyle oldu... "
Suçu birilerine at, kurtul! Hep birileri, hep birşeyler suçlu!
Hayatta karşımıza çıkan engelleri kaldırabilecek kuvvet bizde var ama harekete geçmek lazım. Harekete geçmek lazım da biz kolaya kaçmayı, tembelliği seviyoruz sanki. Bu da aslında insana bir konfor alanı sunuyor. Bunda sorumluluğun ağırlığı da yok. Çünkü şikayeti bırakan kişinin adım atması gerekir. Bir engelle karşılaştığında
" Ben bu durumda ne yapabilirim ? " demeli, çözüm üretme sorumluluğunu üstlenmeli, harekete geçmeli, doğru adımı bulabilmek için merak edip araştırmalı. Farkındalık kazandığı o meselede de nefsiyle hesaplaşıp durumu içselleştirmesi gerekir. Bu da kolay bir süreç değil, içinde gayret, çaba, bazen de beraberinde gözyaşı var .Bu süreçte yeri geliyor işler istediğin gibi gitmiyor, yeri geliyor başarısızlığa uğruyorsun, yeri geliyor acı çekiyorsun . Ama kendi potansiyelinin, iradesinin gücünü görmüş, yaşam kalitesini yükseltmiş, daha güçlü, daha iyi bir insan olarak çıkıyorsun .
Kısaca kişi bu hayat yolculuğunda kendisi, yapacakları ve yapabilecekleri ile ilgilenmelidir; başkasının yapmadıkları ya da yapamadıklarıyla değil...
Vesselam...
İlksen KAYA
Comments