YANILGILAR
- haddizatında dergi
- 7 Nis
- 1 dakikada okunur
Ben nereye düştüm ya Rab! Bu dünya denilen yer cennetin yanında ne çirkindir.
Hem süresi de pek kısadır, sınavı ise çok çetindir!
Gerçi yorgunluğu gelip geçicidir. Korku ve kaygı denen iki illet olmasa her şeye gücüm yetecek sanırım lakin benim olmayan şeyleri kaybederim korkusundan bir adım dahi atamayan ayak ne işlevsizdir!
E o zaman cesur kime denir?
Korksa da yola çıkabilene…
Ama cesur görünen bir sürü kişi var ortalıkta! Hangisi doğru hangisi yanlış biz ne bilelim!
O zaman karşılığında edineceği bir çıkarı var mı ona bak. Yolda yürürken karıncayı çiçeği eziyor mu, verdiği zarar sağlayacağı faydadan çok mu?
Süslü cümleler çeşit çeşittir. Önemli olan o cümlenin güzelliği değil ne söylediğidir! Söylerken ses tonu yakıp yıkıyor mu ona bak!
Bakış dahi çeşit çeşittir! Bakarken ayıp kusur mu arıyor yoksa kusur görse de görmezden mi geliyor ona bak!
Şüphesiz iyi ve kötü karşılıklı yakalardan birbirine bakarken ikisi de karşıdakini düşman görür! Asıl düşmanlık eden ise dar zamanlar gelene kadar güler yüzlüdür!
Ne iki yüzü, insan çok yüzlü bir prizma gibidir esasında. Dıştan bakan kırdığı ışınlardan sebep
içindeki renkleri gerçek sanır.
Eğip büken, iyilik yaptım diyen, burun kıvıran, göz boyayan, yalana sarılan, samimiyetsiz duran her insan, her fikir, her ideoloji tıpkı zehirli bir sarmaşık gibidir! Başkasını gölgelerken büyümesi onu göğe yükselen ulu bir çınar yapmaz! Vesselam...
Emine Cuma
Comentarios