Tarçın
- haddizatında dergi
- 29 Eyl 2024
- 1 dakikada okunur
Farsça Çin ağacı anlamına gelen “daarçın” yani “tarçın” olmasaydı hayatımızda ne değişirdi?
Diyet yapanlar aç karna içtikleri karanfilli tarçınlı çaydan mahrum kalır, sütlaç severlerin boynu bükülürdü. Şerbetlerimiz mahzun, bazı yörelerde yapılan sarmalarımız eksik kalırdı. Kimilerimizse fark etmezdik bile yokluğunu. Tarçın deyip geçmemek lazım. Günlük yeme alışkanlıklarımızda pek yer etmez belki ancak keyifli anları taçlandırır; kokusu ve aromasıyla zihnimizi uyandırır. Kendisiyle hemhal olduğumuz nadir anlarda “sadece bana odaklanmalısın” diyen kokusuyla varlığını bilfiil hissettirir.Tarçın, sürekli görüşmesek de ihtiyacımız olduğunda bize kucak açan bir dost gibidir. Ya da en sevdiklerimizden darbe yiyince sığındığımız bir limandır. Belki de en olumsuz anlarda “hayat da güzel ya” dedirten, bizi çocukluğumuza götüren bir zaman makinesidir. Bazı lezzetler bazı anların anahtarı gibidir. Sımsıkı kapattığımız kapıları açar, kimsenin bilmediği ama
bizim anılarımızla dolu karanlık arka odaya buyur eder. Kimi göz yaşları eşliğinde, kimi de tebessümle yâd eder. Kimi de kapıdan bakar gerisin geriye döner.
Emine Cuma
Comments