Kim Anlayabilir ki?
- haddizatında dergi
- 11 Kas 2024
- 1 dakikada okunur
Biz yurt çocuklarıyız... Yağmur damlaları hüznünü bırakıyor kalbimizin tuvaline, hem de türlü renklerle. Camdan görünen salkım söğüt de eşlik ediyor, bir müzik açıyorum... Aynı duygunun perspektifinden bakanlar eşlik ediyor, çare arıyoruz çaresizliğimize. Bu şarkıyı dinleyen kim varsa aynı kederin yorgunluğu ile sürüyoruz ayaklarımızı bu dünya mahzeninde.
Karanlık, derin, basık, yılların küfü ve tozu siniyor üstümüze. Ve biz bol nedametli az ümitli nice seneler harcıyoruz kaderin ellerinde.
Neyse ki odada kimse yok, kendimle baş başa kalmanın tadını çıkarıyorum. Gizli yanlarımdan sızıyor harcanmışlığı yılların, hak etmediklerimi bir bıçak gibi taşıyorum sinemde.
Cam açık, yağmur içeriye girmeye azmediyor. Görmezden geliyorum… Üşümek aklımı başıma getirmek istiyor, reddediyorum kime ne?
Her daim haddinden fazla kalabalık olan bu odada gözyaşlarım gelip oturuyor kucağıma. Boyumu aşan hüzünlerle aşık atıyorum bu kış ikindisinde...
Her can acısı büyüttükçe büyütüyor ruhumu, en çocuk zamanlarım kayıp gidiyor ellerimden yerlere… Varlığından bıktığım ne varsa, onlardan kurtulma hayaliyle tutunuyorum hayatın ipine, sımsıkı hem de. Ümitsizliğim ve hayallerim hep savaş halinde!
Kim nereden bilebilir ki?
Yaşından büyük düşüncelerin kıskacında olgunlaşıyor bir çocuk! Etrafındaki kalabalıktan hem uzak hem de iç içe günler yaşıyor.
İnsanlar daha mı berraktı o günlerde? Yoksa gençlik sızılarıyla bilenen zihinlerimizdeki duruluktan mıydı bu anlatılması güç hadise? Bizi kaplayan bu sis nereden geldi yapıştı aciz bedenimize?
Ondan olsa gerek bu hengâme!
Kim nasıl anlayabilir ki?
Yazan: Mahpeyker
Zor...